Erkin Koray Kimdir?
Erkin Koray 24 Haziran 1941 tarihinde Kadıköy, İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Efsanevi müzisyen Türk rock, Anadolu rock, psychedelic rock ve hard rock türünde ülkemizde öncü lider konumundadır. Çoğu şarkısındaki özgünlük gözden kaçmaz ve doğu müziğiyle batı müziğini büyük bir ustalıkla harmanlayan büyük üstad kariyerinde de birçok başarı elde etmiştir.
Genç yaşlarında annesi Vecihe Koray hanımefendi tarafından piyanoyla tanıştırılır, daha sonraki yıllarda gitar da öğrenir. Lise yıllarındaysa arkadaşlarıyla Erkin Koray ve Ritimcileri adlı bir grup da kurar.
Profesyonel kariyerine ise 1962 yılında bir teklif üzerine bir 45’lik plak çıkararak başlar. Bu plağın ön yüzünde “Bir Eylül Akşamı” arka yüzünde ise “It’s So Long” adlı parçalar yer almaktadır. 1962’de kaydedilen bu 45’lik 1966 yılına kadar piyasaya sürülmez. Bu dönemde 1963-65 yılları arasında Ankara’da hava kuvvetlerinde Caz Orkestrası’nda solist ve gitarist olarak askerliğini tamamlamıştır.
Paint It, Black ve Bir Eylül Akşamı:

Bu plağın ilginç de bir hikâyesi de vardır. 1966 yılında piyasaya sürülen plak ünlü prodüktör Ahmet Ertegün tarafından radyo üzerinden dünyaca ünlü The Rolling Stones grubuna dinletilir. Mick Jagger bir röportajında “Paint It Black” adlı parçalarının esin kaynağının bir Türkçe şarkıdan geldiğini de belirtir. Buradan yola çıkarak Erkin Koray’ın “Bir Eylül Akşamı” şarkısı dinlenilirse “Paint It Black” ile arasındaki fark gözden kaçmayacaktır. Şarkı streaming platformlarında mevcut değil ancak YouTube’da bir videosu mevcut. Bu plak günümüzde koleksiyonerlik bir plak olarak geçmektedir. Yani diyebiliriz ki Erkin Koray daha ilk 45’liğinde dünya literatürüne geçmiştir. İki şarkıyı da buradan dinleyebilirsiniz.
Bir Eylül Akşamı:
Paint It, Black:
Aktif Kariyer Başlangıcı:
Askerden sonra Almanya’ya giden Koray orada da 2.5 ay civarında bir grupla çalıştıktan sonra gruptaki bas gitarist ile birlikte Türkiye’ye dönüp içinde; “Balla Balla”, bir The Beatles cover’ı olan “You’ve Got To Hide Your Love Away “ “Watcha Gonna Do About It” ve “Its All Over Now” adlı parçalar bulunan bir EP yayımlar ancak çok satmaz.
Bu EP’den sonra Erkin Koray Dörtlüsü adlı grupla birlikte 1967’de iki 45’lik yayımlar. İlk 45’likde “Kızları Da Alın Askere” ve “Aşk Oyunu” adlı şarkılar yer alırken, ikinci 45’likde ”Anma Arkadaş” ve “Anadolu’da Sevdim” adlı şarkılar yer alır. İlk 45’lik büyük başarı sergileyerek 800.000 adet satar. Erkin Koray’ın değimiyle “Kızları Da Alın Askere” ilk Türkçe sözlü rock şarkısı olarak değerlendirilebilir.
1968 yılında Hürriyet Gazetesi’nin düzenlediği Altın Mikrofon yarışmasına katılan grup “Meçhul” ve “Çiçek Dağı” adlı şarkılarını sergilerler. Dördüncülük başarısı gösteren grubun şarkıları daha sonra 45’lik olarak yayımlanır ve yine 800.000 adet satarak ikinci büyük başarılarını gösterirler. Bu ilk önemli başarıları, 60’lı yılların sonlarına dek ardı ardına gelen: “Anma Arkadaş”, “Hop Hop Gelsin”, “Sana Bir Şeyler Olmuş”, “Seni Her Gördüğümde” gibi hepsi büyük beğeni toplayan parçalar takip etmiştir.
John Lennon ve Erkin Koray’ın konuşması:

1970’ler ise Erkin Koray’ın kariyerinde başka bir ilginç hikâyeyi barındırır. 1969’da kurduğu Yeraltı Dörtlüsü adlı grupla Türkiye’de yeraltı müziğin yaygınlaşmasında ve beğeni kazanmasında da büyük rol oynar. Ancak grup Erkin Koray’ın Avrupa’ya gitmek istemesiyle dağılır. İşte o ilginç hikâye de bir nevi böyle başlar. 1971 yılının Mayıs ayında düzenlenen Cannes Film Festivali’ne giden Erkin Koray orada efsanevi grup The Beatles’ın kurucularından John Lennon ve eşi Yoko Ono’nun yarattığı kıs film “Apopthesis”i izledikten sonra Lennon’la bir görüşme ayarlar.
John Lennon’la tam olarak ne konuştukları bugüne kadar bir muamma olsa da o dönem yazdığı şarkısı “Mesafeler”i dinlettiği ve bir arkadaşının çıkardığı “Hey” adlı dergiyi kendisine gösterdiği sanılmaktadır. Ancak Koray’ın bu güne ilişkin tam bir açıklaması yoktur.
70’ler:
1971 yılının yazı biterken Türkiye’ye dönen Erkin Koray, Super Group adını verdiği yeni bir orkestra kurdu. Burada da Sedat Avcı ile çalışan Koray, bas gitara ise Almanya’da tanıştığı Jerzy Ziembrowski’yi getirdi. Grup, yeraltı ve psychedelic bir müzik yapacağını açıkladı. Grup, “Yağmur / Aşka İnanmıyorum” ve “Sen Yoksun Diye / Goca Dünya” şarkılarını kaydedip dağıldı.
Ağustos 1972’de Bunalımlar grubundan gitarist Aydın Cakus ve baterist Nur Yenal’ın yanında o dönemin genç ileriki günlerin efsane bas gitaristi Özkan Uğur’u alarak, Ter grubunu kuran Koray, bu grupla Kasım ayında “Hor Görme Garibi / Züleyha” 45’liğini çıkardı. Ankara’da on beş bin kişinin katıldığı bir konserin ortasında Koray’ın gitarının telinin kopması sonrası Koray, sahneden ayrıldı ve bu hadise sonrası Koray, grup ile iletişimi kopararak bir daha onlarla çalmadı.

1975 yılına kadar birkaç 45’lik daha çıkaran Erkin Koray bu yılda da ilk albümü olan ‘Elektronik Türküler’i kaydetti. Bu albümde kendisine efsane bas gitarist Ahmet Güvenç ile birlikte Sedat Avcı eşlik etti. Bu albümden sonra bir dönem yurtdışında yaşayan Erkin Koray hakkında yurtdışı günleri hakkında pek bir bilgi mevcut değildir. Fakat bu dönemde “Estarabim” ve “Arap Saçı” gibi popüler eserlerini de yayımlamıştır. Daha sonra 1977’de ise ‘Erkin Koray Tutkusu’ adlı albümünü yayımlar.
Maddi Sıkıntılar:

1980’ler sanatçının hayatında yine önemli bir yer tutuyor. Koray bu on yıl içerisinde ‘Benden Sana’, ‘İlla Ki’, ‘Ceylan’, ‘Gaddar’, ‘Çukulatam Benim’, ‘Hay Yam Yam’, ‘Neden Böyle’ ve ‘Silinmeyen Hatıralar’ adlı albümlerini çıkarmıştır. Bu dönemde maddi sıkıntılar çeken Erkin Koray bir dönem restoranlarda piyano müzisyenliği de yapmıştır. Bu maddi sıkıntıların göstergelerinden bazıları da ‘Ceylan’ albümünde bateri dışında bütün enstrümanları kendisinin çalması, ‘Çukulatam Benim’ albümünde sadece bir sentezleyici kullanılması gibi örnekler verilebilir.
Kendisine karşı yapılan telif hakları ihlalleri ve dönemin tekeli diyebileceğimiz kanalı TRT’nin Erkin Koray’ın şarkılarının çalınmasını yasaklamasını da bu maddi sıkıntıların bir sebebi olarak gösterebiliriz. Dönem şartlarında alım gücü düşük olan halk da bu nedenlerden dolayı kendisini tanıyamamış ve plaklarıyla buluşamamıştır.
1990’larda ise genelde “Öyle Bir Geçer Zaman Ki”, “Arapsaçı”, “Fesuphanallah”, “Şaşkın”, “Sevince” ve “Yalnızlar Rıhtımı” gibi gözde parçaları içeren bir toplama albüm serisi ve bir de Best Of piyasaya sürdü. 1990’da yayınladığı ‘Tamam Artık’ albümünden sonra bir sessizlik ve plak şirketlerine küskünlük dönemine giren sanatçı, 1991’de ‘Tek Başına Konser’ adlı konser kayıtlarından oluşan dışında albüm çalışmalarına ara verdi.
1996 yılına kadar süren bu sessizlik, iddialı ve görece yüksek bütçeli ‘Gün Ola Harman Ola’ albümü ile bozulmuştur. Büyük satış başarısı göstermeyen ancak eleştirmenlerce olumlu eleştiriler alan bu çalışmayı 1999 yılında yayımlanan yeni şarkılarının yanında eski şarkılarının da yeni düzenlerinin bulunduğu ‘Devlerin Nefesi’ adlı son albümü takip etmiştir. Albümde kendisine bas gitarda Ahmet Güvenç ve davulda Alpay Şalt eşlik etti.
2000’ler:
2000’lerde hep toplama albüm yayımlayan sanatçının yeni bir stüdyo albümü bulunmamaktadır. Erkin Koray aktif kariyerine yarı emekli bir şekilde devam ediyor demek yanlış olmaz. Kendisi streaming platformlarından ziyade YouTube üzerinden şarkı yayımlamaya devam ediyor. Kanalında her yerde bulamayacağınız çok kıymetli esereler de yer almaktadır. Yakın zamanda eski şarkılarının kendisinin daha çok beğendiği versiyonlarını ve daha önce yayımlanmamış hallerini yayımlamıştır. Buradan dinleyebilir ve büyük ustayı takip edebilirsiniz:
Büyük üstadın yakın zamanda paylaştığı 2013 yılından “Çöpçüler” performansını da izlemek isteyenler için buraya bırakıyorum:
Miras:
Erkin Koray kariyerine “Öyle Bir Geçer Zaman Ki”, “Çöpçüler”, “Seni Her Gördüğümde”, “Bir Eylül Akşamı”, “Fesuphanallah”, “Sevince”, “Arap Saçı”, “Akrebin Gözleri” gibi saymakla bitmeyecek sayıda kıymetli eser bırakmıştır. Tüm diskografisine buradan ulaşabilirsiniz. Erkin Koray 2007’de 34. Altın Kelebek Ödül Töreni tarafından Onur Ödülüne de layık görülmüştür.
Her ne kadar Spotify profili tüm albümlerini ve parçalarını içermese de buraya bırakıyorum. İyi dinlemeler diliyorum:
One thought on “Erkin Koray”