Bob Dylan Kimdir?
Robert Allen Zimmerman adıyla 24 Mayıs 1941’de Duluth Minnesota, Amerika Birleşik Devletleri’nde dünyaya gelen şarkıcı, söz yazarı, müzisyen ve yazar. Ömrüne 39 stüdyo albümü, 95 tekli, 12 canlı albüm, 15 adet bootleg albüm ve 20 tane de toplama albüm olmak üzere toplamda 86 albüm sığdırmıştır. Popüler kültürdeki etkisi yarım asırdan uzun süredir devam etmektedir. Onun döneminde, ondan sonra ve günümüzde çıkan hemen hemen bütün başarılı sanatçıları hayatlarının bir noktasında etkilemiş bir isimdir Bob Dylan.
Bob Dylan’ın büyükanne ve büyükbabası esasen Trabzon ve Kars’dan o dönemki Rus İmparatorluğu’na oradan da Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etmiş Yahudilerdendir. Büyükannesinin kızlık soyadı Kirghiz (Kırgız) idir. Yahudi bir toplumda büyüyen Dylan’ın üzerinde Yahudi kültürünün de etkisi yüksektir.
O dönem bazı mekânlarda yöresel halk şarkıları çalarak müzik kariyerine başlamıştır demek yanlış olmayacaktır. Yine o dönem kendisini Robert Zimmerman değil de Bob Dylan olarak tanıtmaya başlamıştır. Daha sonra adını resmi olarak Bob Dylan’a çeviren sanatçı bunun nedenini ise 2004’de verdiği bir söyleşi de şöyle açıklamıştır. “Doğdunuz, bilirsiniz, yanlış ad, yanlış aile. Bunlar olabilir kendinize ne ad vermek isterseniz o adı verirsiniz. Burası özgürlüğün ülkesi.”
Bob Dylan’ın kariyeri çoğu sanatçıdan uzun ve karmaşık olduğundan ötürü bu yazımızda 10 yıllar olarak ele alacağız. Diskografi olarak da sadece stüdyo albümlerini ele alacağız. Malum Bob Dylan anlatılmaz, yaşanır.
1960’lar

Mayıs 1960’da üniversiteyi ilk yılının sonuna doğru terk eden Dylan, New York’a gider. Orada Şubat 1961’den itibaren Greenwich Village’da arkadaş edinip yöresel kültürü tanıdıktan sonra Nisan ayında John Lee Hooker’ın konserlerinde ön sanatçı olarak çıkmaya başlar. Daha sonra Eylül ayında Carolyn Hester’ın bir albümünde mızıka çalar. Bu olaylar zinciri ise Colombia Records’un dikkatini çeker ve Bob Dylan, ‘Bob Dylan’ adlı ilk albümünü Colombia Records çatısı altında piyasaya çıkarır.
19 Mart 1962’de piyasaya çıkan bu albüm içerisinde “In My Time Of Dying”, “House Of The Rising Sun”, “See That My Grave Is Kept Clean” gibi halk şarkılarının yorumlarının yanı sıra 3 tane de Bob Dylan’ın kendi yazdığı şarkılar yer almaktadır. Bu ilk albüm kendi masrafını ancak çıkaran 5.000 adet satmıştır.
Bu albümden sonra Aralık 1962 ve Ocak 1963 arası Birleşik Krallık’a giden sanatçı orada bir televizyon dizisine davet edilir. Bölümün sonundan Bob Dylan “Blowin’ In The Wind” adlı parçasını sergiler. Bu kendisinin ilk profesyonel performanslarından biridir. Londra’da geçirdiği vakit boyunca İngiliz yerel halk şarkılarını ve ezgilerini öğrenen Bob Dylan, Martin Carthy gibi isimlerle de vakit geçirmiştir.
Mayıs 1963’de ikinci stüdyo albümü olan ‘The Freewheelin’ Bob Dylan’ı yayımlayan sanatçı bu dönemde ün kazanmaya da başlamıştır. Bu albümdeki çoğu şarkı karşıt ve protesto şarkıları olarak nitelendirilir. “A Hard Rain’s a-Gonna Fall” ve “Like Blowin’ In the Wind” gibi şarkılar şarkı yazımı, performesi ve kayıt teknikleri geleneklerini kökten değiştirmiştir. The Beatles üyesi George Harrison bu albüm hakkında “Sadece dinledik, aşınana kadar dinledik. Şarkıların içerikleri, sözleri ve sadece o tavır. İnanılmaz bir şekilde orijinal ve harikaydı.” şeklinde bir demeç vermiştir.
Yine Mayıs 1963’de Bob Dylan’ın protestan yönleri öne çıkmaya devam etmektedir. The Ed Sullivan Show’da çalmak için anlaştığı parçası “Talkin’ John Birch Paranoid Blues” kanal tarafından sanatçıdan dönemin anti-komünist ve aşırı sağ topluluğu John Birch Society’ye aykırı sözler içerdiğinden sansürlenerek sergilenmesi istenmiştir. Bob Dylan bu teklif üzerine programı terk etmiştir
Bob Dylan’ın üçüncü stüdyo albümü ‘The Times They Are a-Changin’’in 13 Ocak 1964’de yayımlanmasıyla birlikte Dylan’ın daha politik tarafını öne çıkarmıştır. “Only a Pawn in Their Game”, “The Lonesome Death of Hattie Carroll”, “Ballad of Hollis Brown” ve “North Country Blues” gibi şarkılar dönemin olaylarını protesto etmektedir.

9 Haziran 1964’de tek gecede kaydettiği dördüncü stüdyo albümü ‘Another Side of Bob Dylan’ı yayımlayan sanatçı bu albümde daha sakin ve yumuşak bir tarz tercih etmiştir. Ağırlıklı olarak aşk ve Rock şarkılarından oluşan bu albüm Dylan’ın bu dönemden sonra Rock ağırlıklı müziğe geçeceği yönünde izlenim yaratmıştır.
22 Mart 1965’de beşinci stüdyo albümünü yayımlayan Dylan albümlerinde elektronik seslere de yer vermeye başlamıştır. “Mr. Tamborine Man” başta olmak üzere; “Subterranean Homesick Blues”, “It’s All Over Now, Baby Blue” ve “It’s Alright Ma (I’m Only Bleeding)” albümün en kıymetli şarkılarındandır.
30 Ağustos 1965’de ‘Highway 61 Revisited’ ve 20 Haziran 1966’da ‘Blonde on Blonde’ adlı altıncı ve yedinci stüdyo albümleriyle kendi diskografisine ve bize “Like a Rolling Stone”, “Sad Eyed Lady of the Lowlands”, “Visions of Johanna” ve “I Want You” gibi şarkıları kazandırmıştır. Özellikle ‘Blonde on Blonde’ albümü dönem sanatçıları, eleştirmenleri ve dinleyicileri üzerinde çok büyük bir etki yaratmıştır.

Motosiklet Kazası
Temmuz 1966’da evinin yakınlarında Woodstock, New York’da bir motosiklet kazası geçirmiştir. Boynundaki birkaç omurunu kırdığını söyleyen Dylan’ın herhangi bir hastane kaydı bulunmamaktadır. Bazı teoriler ve Dylan’ın açıklamaları bu kazanın o kadar ağır olmadığı ve Bob Dylan’ın etrafındaki baskıdan kurtulmak için kullandığını göstermektedir.
Bu kazadan sonra 8 yıl boyunca sahne almayan ve pek ortalarda görülmeyen Bob Dylan bu süreçte Woodstock’daki evinde 100’den fazla şarkı kaydetmiştir. Bu şarkılardan bazıları başka sanatçılara demo olarak verilirken bir kısmı 1975’de ‘The Basement Tapes’ adlı bir çifte albümde, kalan şarkılar ise 2014’de ‘The Basement Tapes Complete’ adı altında yayımlanmıştır.
Aynı zamanda 1967’de stüdyo kayıtlarına devam eden Bob Dylan Aralık 1967’de ‘John Wesley Harding’ adlı sekizinci stüdyo albümünü piyasaya sürmüştür. Bu albümdeki “All Along The Watchtower” daha sonra Jimi Hendrix tarafından cover’lanmıştır. Bob Dylan bu şarkıyı dinledikten sonra “Bu artık Jimi’nin şarkısı” demiştir.
9 Nisan 1969’da bu on yıldaki dokuzuncu ve son stüdyo albümü olan ‘Nashville Skyline’ ı yayımlamıştır. Bu albüm “Girl from the North Country” adlı bir Johnny Cash düeti de içermektedir. Dylan ve Cash daha sonra beraber çıktıkları bir televizyon programında bu parçalarını seslendirmiştir.
1970’ler

8 Haziran 1970’de çıkardığı onuncu stüdyo albümü olan ‘Self Portrait’ çok ağır eleştirilere hedef olmuştur. İçerisinde sanatçının kendi yazdığı şarkı sayısı azdır ve çok az satmıştır. Bunun üzerine aynı yılın Ekim ayının 21’inde Dylan’ın on birinci stüdyo albümü olan ‘New Morning’ piyasaya sürülmüştür. Bu albümdeki “Day of the Locusts” şarkısı Princeton Üniversitesi tarafından sanatçıya müzik ana bilim dalında onursal doktora verilmiştir.
1971’de eski The Beatles üyesi George Harrison’ın düzenlediği yardım konseri olan ‘Concert for Bangladesh’de sahne almıştır. Bu uzun süre sonra aldığı ilk sahnelerden biridir.
1972’de ise Sam Peckinpah’ın yönetmenliğini yaptığı ‘Pat Garrett and Billy the Kid’ adlı filme şarkı ve arka plan müziği yapmak için anlaşma imzalanmıştır. Her ne kadar gişede başarı gösteremeyen bir film olsa da Bob Dylan o efsanevi şarkısı “Knockin’ On Heaven’s Door”u bu film için kaydetmiştir.
Yine 1972’de bir başka eski The Beatles üyesi olan John Lennon ve eşi Yoko Ono’nun uyuşturucu bulundurma ve kullanmaktan Amerika Birleşik Devletleri’nden sınır dışı edilme kararını Amerikan Göçmenlik Bürosu’na yolladığı bir mektupla protesto etmiştir.
Bob Dylan’ın Colombia Records ile sözleşmesi 13. Stüdyo albümü olan ‘Dylan’ın yayımlanmasıyla sona ermiştir.
Çok başarı elde edemeyen bu albümden sonra Asylum Records ile anlaşma imzalayan Bob Dylan on dördüncü stüdyo albümü olan ‘Planet Waves’i bu şirket çatısı altına yayımlamıştır. Aynı zamanda sahne grubu olan The Band ile de kaydettiği ilk stüdyo albümüdür.

Aralık 1974’de The Band ile birlikte 40 konserlik bir Kuzey Amerika turnesine çıkan Dylan aynı zamanda son 7 yıl içinde ilk turnesine çıkmış oldu. Bu dönemde yayımladığı canlı albümü ‘Before The Flood’ ve daha önce yayımladığı ‘Planet Waves’ albümlerinin satışlarından memnun olmayan Bob Dylan, Asylum Records ile sözleşmesini feshederek eski şirketi Colombia Records’a geri dönmüştür.
Bu turneden sonra eşiyle yabancılaşma sorunları yaşayan Dylan, bu konu hakkında sözler ve düşüncelerini yazdığı küçük kırmızı not defterini kullanarak yeni ve on beşinci stüdyo albümü olan ‘Blood on the Tracks’i kaydetmiştir. 20 Ocak 1975’de yayımlanan bu albüm içerisinde “Buckets of Rain”, “If You See Her, Say Hello”, “Idiot Wind” ve “Simple Twist of Fate” gibi şarkılar bulundurmaktadır.
Eleştirmenler ve dinleyicilerden çok uç eleştiriler alan bu albüm ya çok sevilmekte ya da hiç sevilmemektedir.
The Rolling Thunder Revue

1975-76 arası ‘The Rolling Thunder Revue’ adlı turnesini düzenleyen Dylan Joan Baez, Roger McGuinn, Joni Mitchell, Ronee Blakely, Ramblin’ Jack Elliott, Bob Neuwirth ve sokakta sırtında keman çantası taşırken dikkatini çeken ve çok başarılı bir kemancı olan Scarlet Rivera gibi sanatçılarla görece daha küçük mekânlarda ve sahnelerde konser vermiştir. Bunun nedeni o dönem çok büyük ün kazanan Dylan’ın seyircisiyle daha yakın ilişki kurmak istemesidir. Bu konser sırasında çekilen video kayıtlarından ve günümüzdeki röportajlardan oluşan Martin Scorsese’nin yönetmenliğini yaptığı belgesel ‘Rolling Thunder Revue: A Bob Dylan Story by Martin Scorsese’ 12 Haziran 2019’da 4K çözünürlükle Netflix’de yayımlanmıştır. Belgeseli buradan izleyebilirsiniz. Martin Scorsese kariyeri boyunca birçok Bob Dylan filminde veya belgeselinde yönetmenlik yapmıştır.

Bu turne esnasında yazıp kaydettiği on yedinci stüdyo albümü ‘Desire’ yayımlanmıştır. “One More Cup of Coffee” başta olmak üzere “Isis”, “Sara” ve “Hurricane” gibi çok başarılı ve sanatçının kariyerinde önemli yer tutan şarkılar da bu albümde yer almaktadır.
1978’de yaklaşık bir yıl ve 114 konser süren bir Dünya turnesine çıkan Dylan, Japonya başta olmak üzere Uzak Doğu, Avrupa ve Kuzey Amerika’da konserler vermiştir.
Bu turneden sonra birlikte sahne aldığı sanatçılarla birlikte yeni bir albüm kaydetmek isteyen Dylan on sekizinci stüdyo albümü olan ‘Street-Legal’ı 15 Haziran 1978’de piyasaya sürmüştür.
1980’ler

79’ların sonu ve 80’lerin başında Yahudilikten Protestan Hıristiyan inancına geçen Bob Dylan Hıristiyan kültürüne ve müziğine de merak salmıştır. 1979’da ‘Slow Train Coming’, 1980’de ‘Saved’ ve 1981’de ‘Shot of Love’ olmak üzere üç yeni stüdyo albümü yayımlanmıştır.
‘Slow Train Coming’deki “Gotta Serve Somebody” adlı şarkısıyla En İyi Erkek Rock Vokal Performansı dalında Grammy ödülü de kazanmıştır.
21. stüdyo albümü olan ‘Shot of Love’ı 10 Ağustos 1980’de yayımladıktan sonra; 1983’de ‘Infidels’, 1985’de ‘Empire Burlesque’, 1986’da ‘Knocked Out Loaded’, 1988’de ‘Down in the Groove’ ve 1989’da ‘Oh Mercy’ olmak üzere bu on yılda toplamda 5 stüdyo albümü yayımlamıştır. Toplamda 26 stüdyo albüm sayısına da ulaşmıştır. Bu albümler çok satmamakla beraber “Brownsville Girl” ve “Blind Willie McTell” gibi kaliteli şarkılar da barındırmaktadır.
Bob Dylan yine bu süre zarfında Ocak 1988’de Rock and Roll Hall of Fame’e kabul edilmiştir.
Bu başarısız albümlerden sonra bir dönem George Harrison, Jeff Lynne, Roy Orbison ve Tom Petty ile beraber Traveling Wilburys adlı bir grupta yer alan Bob Dylan bu grupla ilk stüdyo albümleri olan ‘Traveling Wilburys Vol.1’ı 1988’de piyasaya sürmüştür. Albümün çıkışından kısa bir süre sonra kalp krizinden hayatını kaybeden Roy Orbison’dan sonra 1990’da ‘Traveling Wilburys Vol.3’ adlı albümlerini yayımlamışlardır.
1990’lar

90’lara çok ilginç bir albümle adım atan Bob Dylan, 27. Stüdyo albümü olan ‘Under the Red Sky’ı 10 Eylül 1990’da yayımlamıştır. Bu albümde George Harrison, Slash, David Crosby, Bruce Hornsby, Stevie Ray Vaughan ve Elton John gibi isimler yer almıştır.
Bu sanatçıların katkılarına ve bir Bob Dylan albümü olmasına rağmen kötü yorum alan ve az satan bu albüm beklenen başarıyı sergileyememiştir.
Bu albümden sonra kökenlerine dönmek isteyen Dylan, ilk albümlerine benzeyen; 1992’de ‘Good As I Been To You’ ve 1993’de ‘World Gone Wrong’ adlı albümlerini yayımlamıştır. Dinleyiciler ve eleştirmenlerden geçer not alan bu albümler yüksek satış rakamlarına da erişmiştir.
90’ların başından itibaren ağır şekilde alkol kullanan Bob Dylan alkolün şarkılarını ve performansını kötü yönde etkilediğine dair eleştiriler almıştır. Bu eleştirilere “Bu tamamen alakasız, içebilirim de içmeyebilirim de neden insanların içmemi diğer şeylerle birleştirdiğini inanın bilmiyorum.” şeklinde cevap vermiştir. Yine bu dönemde Dylan, Grammy ödülleri tarafından Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne layık görülmüştür.
1994’de iki adet canlı MTV Unplugged canlı albümü kaydeden Dylan, bu performanslarında yöresel halk şarkıları söylemek istemiştir. Ancak Sony tarafından kendi hit parçalarını söylemesi yönünde ısrar görmüştür.
1997’de kariyerinin 30. Stüdyo albümü olan ‘Time Out of Mind’ı yayımlamadan önce hayati tehlikesi olan bir kalp enfeksiyonu geçiren Bob Dylan hastaneye kaldırılmıştır. Kısa sürede iyileşen ve ölümden dönen Bob Dylan ‘Time Out of Mind’ adlı albümünü 30 Eylül 1997’de yayımlamıştır. Aynı yılın Aralık ayında dönemin ABD Başkanı Bill Clinton, Bob Dylan’a Kenedy Center Honor ödülünü takdim etmiştir.
2000’ler

Yeni yüzyıldaki ilk albümü ‘Love And Theft’i 11 Eylül 2001’de yayımlayan efsanevi müzisyen bu albümü Jack Frost takma adı altında prodüktörlüğünü kendisi yapmıştır.
Bu albümden sonra bir dönem kendi radyo programının sunuculuğunu yapan Bob Dylan, XM Satellite çatısı altında Theme Time Radio Hour adlı programını dinleyicilerle buluşturmuştur. Toplamda 100 adet bölüm çeken Bob Dylan her bölüm için seçtiği temalara özel şarkılar çalmıştır.
Son bölümden çok uzun bir zaman sonra 21 Eylül 2020’de Theme Time Radio Hour adı altında 2 saatlik özel bir bölüm daha yayınlamıştır.
Bu radyo programından sonra 29 Ağustos 2009’da ‘Modern Times’ adlı 31. Stüdyo albümünü yayımlayan sanatçı eleştirmenlerden ve dinleyicilerden geçer not almayı başarmıştır. Sesi bu albümde biraz daha kirli ve yaşlı olduğu için bazı eleştirilere tabii tutulsa da çoğu dinleyici tarafından beğenilmiştir.
‘Modern Times’ ile aynı gün iTunes tarafından ‘Bob Dylan: The Collection’ adlı bir toplama albüm de yayımlanmıştır. Toplamda 773 şarkı içeren bu toplama albüm daha önce yayımlanmamış 46 yeni şarkı da içermektedir.
28 Nisan 2009’da 33. Stüdyo albümü olan ‘Together Through Life’ı yayımlayan Bob Dylan bu albümün Billboard 200 Listesinde birinci sıraya yükselmesiyle 67 yaş ile bu listede birinci sıradan giriş yapan en yaşlı sanatçı olmuştur.
Aynı senenin Ekim ayında Noel Bayramı için bir albüm yayımlayan Dylan 34. Stüdyo albümü olan ‘Christmas In The Heart’ı 13 Ekim 2009’da yayımlamıştır. Bu albümde geleneksel Noel şarkılarını seslendiren Dylan elde ettiği gelirleri Feeding America, Crisis ve World Food Programme adlı hayır kurumlarına bağışlamıştır.
Bu albüm aynı zamanda bu on yıldaki son albümüdür.
2010’lar

Bob Dylan 2012 yılında dönemin ABD Başkanı Barack Obama tarafından Başkanlık Özgürlük Madalyası ile ödüllendirilmiştir. Aynı yılın Eylül ayının 11’inde 35. Stüdyo albümü olan ‘Tempest’i yayımlayan Bob Dylan bu albümde eski The Beatles üyesi John Lennon adına “Roll On John” ve Titanic’in batması hakkında 14 dakikalık bir şarkı olan “Tempest” gibi eserlere yer vermiştir.
Bob Dylan’ın 36. Stüdyo albümü olan ‘Shadows In The Night’ 1923 ila 1963 yılları arasında yazılan ve Frank Sinatra tarafından söylenen şarkılardan oluşmaktadır. Dylan bu albüm için “Bu şarkılar o kadar çok cover’landı ki onları gömüldükleri yerden çıkartmam gerekiyordu.” demiştir.
37. Stüdyo albümü olan ‘Fallen Angels’ tıpkı ‘Shadows In The Night’ gibi “bu şarkıları gömüldükleri yerden çıkartmak” için kaydedilmiştir.
31 Mart 2017’de ‘Triplicate’ adlı üçlü albümünü yayımlayan Bob Dylan bu albümde de 30 klasik Amerikan halk şarkısına yer vermiştir. Bu albüm aynı zamanda sanatçının 38. Stüdyo albümü ve “şarkıları gömüldükleri yerden çıkarması gereken” üçüncü albümdür.
2020’ler

Efsanevi müzisyen ve sanatçı Bob Dylan ‘Rough and Rowdy Ways’ adlı kariyerinin şimdilik son albümünü, 39. Stüdyo albümü, 19 Haziran 2020’de piyasaya sürmüştür. Bu albümle daha önce kırmış olduğu rekoru tazeleyerek listelere birinci sıradan girerek bunu başaran en yaşlı sanatçı olmuştur.
Bu yazının yayımlanmasından yaklaşık 5 ay önce Bob Dylan diskografisinin tamamının tüm haklarını Universal Music Group’a yaklaşık 400 Milyon Dolar’a satmıştır. Bu alım sanatçının 600’den fazla şarkısının haklarını içermektedir.
Bob Dylan’ın Bitmeyen Turnesi
Bob Dylan ilginç bir konseptle düzenlediği Never Ending Tour adlı turnesine 7 Haziran 1988’de başlamıştır ortalama olarak yılda 100’den fazla konser vererek günümüze kadar 3.000’den fazla konser vermiştir. 1988’den bu yana teknik olarak devam eden bu turne 12 Mart 2020’de COVID-19 pandemisi nedeniyle ertelenmiştir. Turne halen devam etmektedir.
Bob Dylan’ın Kazandığı Ödüller

38 Grammy adaylığı ve 10 Grammy Ödülünün (detaylar için buraya tıklayabilirsiniz) yanı sıra, 2016’da Nobel Edebiyat Ödülü, bir Akademi ödülü, bir Altın Küre Ödülü, İsveç Kralı 16. Carl tarafından Polar Müzik Ödülü de dâhil olmak üzere sayısız ödüllere layık görülmüştür.
Duayen sanatçı günümüzde halen hayatta olup yakın zamanda 80 yaşına basmak üzeredir.
Sanatçının Spotify hesabına buradan erişebilirsiniz: